The Relationship Between Mindful Eating and Individuals’ Sociodemographic and Clinical Characteristics and Personality Traits
1Department of Psychiatry, Health Sciences University, Erenköy Mental and Neurological Diseases Training and Research Hospital, Istanbul, Turkey
2Istanbul Kent University, Faculty of Humanities and Social Sciences, Department of Psychology, Clinical Psychology Graduate Program, Istanbul, Turkey
3Altınbaş University, Faculty of Medicine, Department of Psychiatry, Istanbul, Turkey
J Cogn Behav Psychother Res 2022; 11(2): 93-105 DOI: 10.5455/JCBPR.81350
Full Text PDF (Turkish)

Abstract

Mindful Eating (ME) and ME based interventions have been the subject of an increasing number of studies in recent years. A better understanding on ME could contribute to the development of more effective ME based interventions. The aim of this study is to investigate the relationship between ME and sociodemographic and clinical characteristics, and personality traits. Our study has been conducted through an online survey and has a cross-sectional and descriptive design. A total of 134 people aged 18 and over were enrolled in the study. Sociodemographic Questionnaire, Mindful Eating Questionnaire (MEQ), and Big Five Personality Scale-10 (BFPS-10) were used for data collection. ME was found to be significantly higher in women, singles and participants with chronic physical disease (p<0.05), and significantly lower in the individuals with a history of eating disorders and those with obesity (p<0.05). Older age, higher agreeableness and openness to experience scores predicted an increase in ME (p<0.001, p<0.001, p<0,001, respectively). On the other hand, higher neuroticism scores and lower income levels predicted a decrease in ME (p<0.001, p<0,01, respectively). Our results indicated that sociodemographic and clinical characteristics, as well as personality traits such as neuroticism, agreeableness and openness to experience should be taken into account, in order to develop more effective ME based interventions. Health policy makers should support ME based interventions to promote healthy nutrition in general population, and it appears substantial to organize informative and educational public campaigns for ME, especially for men, youth, and individuals with low socioeconomic and educational levels.


Yeme Farkındalığının Bireylerin Sosyodemografik, Klinik ve Kişilik Özellikleri ile İlişkisi
1Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği, İstanbul, Türkiye
2İstanbul Kent Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Anabilim Dalı, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı, İstanbul, Türkiye
3Altınbaş Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Journal of Cognitive Behavioral Psychotherapies and Research 2022; 11(2): 93-105 DOI: 10.5455/JCBPR.81350

Yeme farkındalığı (YF) ve YF temelli müdahaleler son yıllarda giderek artan sayıda araştırmanın konusu olmaktadır. YF’nin daha iyi anlaşılması, daha etkin YF temelli müdahaleler geliştirilmesine olanak sağlayabilir. Araştırmamız YF ile ilişkili sosyodemografik, klinik ve kişilik özelliklerini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmamız çevrimiçi anket yoluyla gerçekleştirilmiş olup, kesitsel ve tanımlayıcı bir tasarıma sahiptir. On sekiz yaş ve üzerinde olan toplam 134 kişi araştırmaya dâhil edilmiştir. Verilerin toplanması için sosyodemografik bilgi formu, Yeme Farkındalığı Ölçeği (YFÖ), Beş Faktör Kişilik Ölçeği-10 (BFKÖ-10) kullanılmıştır. Kadınlarda, bekârlarda ve kronik fiziksel hastalığı olan katılımcılarda YF’nin anlamlı olarak daha yüksek (p<0,05); yeme bozukluğu öyküsü olanlarda ve obezitesi olan bireylerde ise YF’nin anlamlı olarak daha düşük olduğu saptanmıştır (p<0,05). Daha ileri yaşın, daha yüksek yumuşak başlılık ve deneyime açıklık skorlarının YF’de artışı yordadığı görülmüştür (sırasıyla; p<0,001, p<0,001, p<0,001). Buna karşın daha yüksek nörotizm ve düşük gelir düzeyinin YF’de azalmayı yordadığı saptanmıştır (sırasıyla; p<0,001, p<0,01). Elde ettiğimiz sonuçlar, daha etkin YF temelli müdahalelerin geliştirilmesi için bireylerin sosyodemografik ve klinik özelliklerinin yanı sıra kişilik özelliklerinin de göz önüne alınması gerektiğine işaret etmektedir. Sağlık otoriteleri, toplumun daha sağlıklı beslenmesini sağlamak için YF temelli müdahaleleri desteklemelidir; özellikle risk altında olan erkekleri, gençleri, düşük sosyoekonomik ve eğitim düzeyine sahip bireyleri bilgilendirici ve eğitici toplumsal kampanyaların yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.